YÖNETİCİLİKTE KARŞILAŞTIĞINIZ ENGELLERİ NASIL AŞMALISINIZ, ENGELLERİ AVANTAJA DÖNÜŞTÜREBİLİRSİNİZ
Yöneticilikte karşılaştığınız engeller ne olursa olsun, duygu durumunuzu önceden bilmeli, bu durumu kontrol edebilmeli ve engelleri değiştirilebilir avantajlara dönüştürebilirsiniz.
Sizin güçlü yönleriniz, değerleriniz, konfor alanlarınız, kör noktalarınız ve ön yargılarınız nelerdir. Kendinizi tam olarak anladığınızda gerçek yönetici duruşunuzun nerede olduğunu bileceksiniz.
Çalışanlarınıza nasıl liderlik ettiğinizi anlamanın ilk kısmı, güçlü yönlerinizi, yani yetenekli olduğunuz ve yapmayı sevdiğiniz şeyleri bilmektir. Bu çok önemlidir. Çünkü; iyi bir yönetim genellikle zayıf yönlerinizi düzeltmekten ziyade güçlü yönlerinize göre oynamaktan gelir.
Yönetim doğuştan gelen bir beceri değildir. Farklı liderlik rolleri arasında geçiş yapabilen, öğrenilebilen, deneyimlerle geliştirilebilen bir temsil şeklidir. Her yönden iyi bir yönetici olmak için güçlü yönlerinizi iyi bilmelisiniz.
İşler yoğunlaştığında baskı ve stres ortamı arttığında ekiplerinizin ve kendinizin moralini, umutlarını, enerjisini, motivasyonu ve yaratıcılığınızı nasıl yüksek tutmanın yollarını bilmelisiniz.
İyi çalışma olmadan hiçbir takım başarılı olamaz. Bu nedenle işler zorlaştığında ve stresli olduğunuzda, kafanızda nelerin olup bittiğini yönetmek yapabileceğiniz en önemli durumdur.
İyiye odaklanmaktan asla vazgeçmeyin;
Bazen stres ve baskı zamanlarında her şey kişinin üstüne üstüne gelir. Stres ve baskıya dayanıklı olun. Kontrol duygunuzu ve duruşunuzu korumalısınız. Üstesinden gelinemeyecek hiçbir iş yoktur. Bu durumlarda şirketinizin iyi yaptığı, gururunuza ve hayranlığınıza değecek şeyleri hatırlayın. Belki de iş arkadaşlarınız çok iyi kişilerdir. Şirketinizin misyonundan, ekibinizden ilham verici işler çıkartmayı düşünün. Belki siz ve ekibiniz henüz her şeyi bilmiyorsunuz, ancak hızlı öğreniyorsunuzdur.
İyimserlik herhangi bir yerden kaynaklanacaksa, bu iyi yaptığınız şeylerden olmalıdır. Öyleyse, yönettiğiniz ekibe bu duyguları aktarın ve takımınızla bağ kurun.
Geri adım atmak ve baskıyı azaltmak için fırsatlar arayın;
İşinizde çok fazla stres ve baskı hissettiğinizde, her şeyi şimdi hemen yapma eğiliminde olduğunuzu hiç fark ettiğiniz oldu mu? Daha hızlı çalışacağım, her işi hemen tamamlayacağım, en hızlı işi ben bitirmeliyim, geç saate kadar uyanık kalıp daha fazla çalışacağım vs. sizde bu durumları yaşamışsınızdır.
Hatta, bazı kişiler her gün iş mesaileri bittikten sonra bile işlerine devam ederler. İş yerinden sonra yani mesai bitiminden sonra evde çalışmaya devam ederler. Sevdikleri ile geçireceği mutlu zamanları hiçe sayarak işini her gün eve taşıyarak ve her gün saatlerce fazla çalışarak, kendi mutlu olacağı saatleri kaçırırlar. Aslında, bu kişiler işlerini çok iyi yaptığı gerekçesiyle övünür, ben çok çalışkan birisiyim, ben çok mükemmeliyetçiyim derler ama özel hayatında birçok mutluluğu da kaçırmış olurlar.
Çok saatlerce çalışmak ve işinizi eve taşımak demek sizin zaman yönetiminizi iyi kullanmadığınız anlamına gelir. Aynı zamanda günlük iş mesai zamanınızı verimli geçirmediğiniz işleri zamanında yetiştiremediğiniz düşüncesi yöneticiniz tarafından size geri bildirim olarak da dönebilir.
Bazı önemli zamanlarda şirketlerde ve iş yerlerinde tabi ki mesai yapılır ve bu çok normaldir. Ancak, her gün işinizi evinize taşıyorsanız burada kendinizde bir sorun aramalısınız…
Hiçbir şirket veya yönetici sizden özel hayatınıza işinizi taşımanızı istemez. Ama sizden mesai saatleriniz içinde verimli ve işleri yetiştiren, sonuca ulaştıran bir çalışan olmanızı isterler. Bu, sebepten bu tür çalışmaların kişide her zaman çok stres altında olmasına ve işinizi evinize taşımanız sizde her zaman baskı ortamı yaratabilir.
Bu tür durumlar sizin hata yapmanıza neden olabilir. İşinizde bazı önemli detayları da kaçırabilme ihtimaliniz de ortaya çıkabilir. Aynı zamanda işinizde enerjinizi ve yaratıcılığınızı da olumsuz etkiler. Hem iş hayatınızda hem de özel hayatınızda mutsuz olmanızı sağlar.
Daha çok çalışır ve daha çok terlersiniz. Ancak, daha ileriye gidemeyebilirsiniz. İyi ve yaratıcı çalışma, başarısızlık korkusundan veya gerçekleştirme baskısından kaynaklanmaz. Bu yüzden kendi alışkanlıklarınızı ve çevrenizdeki alışkanlıkları kontrol edin. Her şeye olabildiğince çabuk tepki vermek yerine, geri adım atmak ve düşünmek için kendinize biraz zaman verirseniz işler daha iyi ve sağlıklı olacaktır.
Gerektiğinde geri adım atmayı bilin, ileride daha büyük adımlar atmak için bazen ufak geri adımlar atmak sadece bir hız ayarlaması yapmak olduğunu bilmelisiniz. Unutmayın bu durum size ileride daha hız kazandıracaktır :) Amaç harika işler yapmaktır. Amaç başarılı işler çıkarmaktır. Amaç verimli çalışmaktır. Farkınızın bu olduğunu kendinize her zaman hatırlatın.
İşinizde destek istemekten çekinmeyin ve başkalarını da destek verin;
İşinizde çok çalışıyorsunuz ancak işler yolunda gitmiyor gibi hissettiğinizde iyi ve yaratıcı işler yapmak zor olduğundan, yapabileceğiniz en yararlı şeylerden biri sizi en idealist vizyonunuzla bağlayabilecek ve sizin her zaman yanınızda olacak insanları bulmaktır.
Ne mümkün olabilir, kim içinizde yeni fikirler kıvılcımı çıkarabilir, kendinizi kötü ve sıkışmış hissettiğinizde sizin çok ihtiyaç duyduğunuz bakış açısını size kim verebilir. Bu duyguları size kazandıracak kişileri yanınızdan asla ayırmayın…
Bu kişiler enerjileriyle,fikirleriyle size güç verir ve bu kişilerin sizin hayattaki en büyük hediyeniz olduğunu asla unutmayın.
İşlerinizde destek istemekten çekinmeyin. Hepimizin bazen desteğe ihtiyacı vardır. Çevrenizde size destek olacak kişileri yok sayarsanız ya da size fikirleri ile yardımcı olacak arkadaşlar biriktirmezseniz bu durumlarda her zaman kaybedebilirsiniz. Siz ve ekibiniz benzer durumlardan geçebilirsiniz. Bu durumları fark etmeyi bilmelisiniz.
Kişilerin birbirlerini dinlemeleri, ilişki kurmaları ve tavsiyelerde bulunmalarına yardımcı olabileceğiniz ekipler oluşturun, çalışanlarınızla birlikte bir takım bilinci içinde olmayı aynı amaca hizmet ettiğinizi tüm ekibinize hatırlatın.
Yukarıdaki ufak ipuçlarını ve yol haritasını denemelisiniz. Bu yolu deneyerek zamanla nasıl hissettiğinizi yakından takip edebilirsiniz.
İşinizde iyimser olmak iyi bir ruh halidir. Engelleri aşmanıza yardımcı olur. Başarılarınıza katkı sağlar. İşlerinizi mutlu yapma imkanı tanır, yaratıcılığınızı besler, enerjinizi korumanıza yardımcı olur ve başarılı işler yapmanızı mümkün kılar. İş hayatınızda olaylara ve durumlara bu düşünce ile yaklaştığınızda günlük işlerin daha kolay çözüldüğünü, işlerin daha kolay yürüdüğünü, işle ilgili pürüzlerin ortadan kalktığını, işlerinizle ilgili sorunların çözüldüğünü ve çalışanlarınızla ilişkilerinizin düzeldiğini ve daha uyumlu hale geldiğini anlayacaksınız.
Bu yazıyı yazma konusundaki düşüncem yukarıdaki konularla ilgili kendi deneyimlerim doğrultusunda keşfettiğim bazı yanıtları başkalarıyla paylaşma isteğidir. Bu deneyimler birçok kurumsal firmada, çalışanlarla, birçok ekiplerle denenmiş ve çok kere başarılı olmuş basit ama etkili yönetim ve yönetici davranış biçimlerini içermektedir. Yönetiminizde katı, sert ve kuralcı bir davranış şekli çalışanları her zaman olumsuz etkilemektedir. Günümüz yönetim şekli bu değildir. Çalışanlarınızın yenilikçi ve yaratıcı, verimli olmalarını sağlamak için baskı ve stres anlarınızı avantajlara dönüştürebilmek için ekip halinde hareket etmeyi bilmeli ve çalışanlarınıza motivasyon vermelisiniz.
Ekibinizi belirli bir amaca uyumlu bir etkileşimle yönlendirmiş olursunuz. Eğer, bunu yapabilirseniz emin olun ki her zaman kazanırsınız.
Stres ve baskı altında çalışırken de duygu durumunuzu kontrol altına alın ve bu anlarda yaptığınız işlerden her zamankinden daha keyif alarak çalışın.
İş yerinizde, iş gününüzü mutsuz ve bitkin bitirdiğinizi fark ederseniz, hemen hiç durmayın düşünce durumunuzu ve yönetim şeklinizi değiştirmenin zamanı gelmiştir.
Bir adım ile başlayın, yeni kararlarınıza sahip çıkın, çalışanlarınız ve işleriniz hakkında bir şeyler yapmak için, farklı yollar arayın ve yenilikçi inisiyatif alan yönetici olun.
Gün sonunda hayat bir varış noktası değil, bir yolculuktur ve uyanık olduğunuz saatlerin çoğunu çalışarak geçirdiğimizi unutmayın. Çalışma hayatınızı, verimli, eğlenceli, iyi ve mutlu nasıl geçirebilirsiniz bunu düşünün. Ekiplerinize bu yönetim şeklini yaşatın.
Hangi pozisyonda çalıştığınız, ne iş yaptığınız fark etmez, nerede olursanız olun veya ne yapıyor olursanız olun her zaman öğrenilecek bir şeyler olduğudur. Bir işte çalışırken büyümenin anahtarı kendinize yeni hedefler koymaktır.
Kendinizden ve çalışanlarınızdan daha fazlasını bekleyin. Tabi ki bu durum bir çaba gerektirir. Bu çabayı keyifli hale dönüştürmek yöneticinin kendi elindedir.
Şirketinizin ve çalışanlarınızın beklentilerini aştığınızda, onların yapacağınızı düşünmedikleri bir şeyi yapmış olursunuz. Bu tür bir düşünce yöneticinin içinden gelmelidir. Sizden başka hiç kimse size bu duyguyu veremez.
İşinde bu duyguyla çalışırsan daha hızlı büyüyorsun. Dolayısıyla amacınız becerilerinizi geliştirmekse, işinizde mutlu çalışmanın yollarını da bulmanız gerekiyor.
Yöneticilikte karşılaştığınız engelleri, avantajlara dönüştürebilirsiniz.
Kommentare